Bendeniz sabahın beşinde Taksim'de ucuz bir barda, yarım birayla uykuya dalmışken Ahmet Rasim hazretleri birden rüyama teşrif etti. Dedim aha yine boku yedik, dilim tutuldu, tam bir şöyle sağlam bir şehadet getirecekken bıyıklarımdaki bira köpüğü ile o heyecanla şu sözler döküldü: ''Şerefe senden ya Ahmet!'' ( Daha önce nezarete düşmüş, yasaklar almış, aranmış bir insan olarak 5237 numaralı kanunun 216. maddesi karşısında saygılarımı şapkamı çıkararak ve hafif bir reverans ile gösterdiğimi belirtmek isterim) Demek ki güçler bunu istiyor, hemen çantamı toparlayıp bir ders arasında biletlerimi alıp yola çıktım. Arnavutluk uzak da sayılmaz, Türk bir kadının, İtalyan bir erkek ile peydahladığı engelli bir çocuk işin esasında. Kısa bir uçuştan sonra zamanın gizemi, aynı saatte ülkeye vardım. Hemen bir tekele gidip bir bira aldım, Korça! Bir sürü İtalyan kirli parmaklarıyla, düzgün bıyıklarıyla bana bakıyor. Ben sırtımı dayamışım meydandaki opera binasına onu be...